Büyük özgürlük filminin konusunda kısaca bahsederek filmin düşündürdüklerine geçiş yapmak uygun olacaktır. Çünkü film bir kısır döngü şeklinde yinelenen olaydan oluşuyor. Eşcinsel birlikteliğin kanunla yasaklandığı ve iki yıl hapis cezasıyla cezalandırıldığı bir dönemde, eşcinsel birliktelikleri sırasında yakalanan Hans Hoffmann’ın hapishanede geçen günlerini konu alıyor. Hans, hapishanede işlediği suçun kanun maddesinin koluna kazınmasıyla birlikte herkes tarafından dışlanır. Öyle bir suç olarak algılanır ki, cinayetten bile daha kötü görülür. Mahkumlar değiştikçe, Hans ile Oscar’ın aşkları başlar. Oscar’ın yaşadığı dilemmadan çıkamayarak intihar etmesiyle Hans derin acının içerisine girer. Kanunlarda yapılan değişiklik ile eşcinsel birliktelik artık suç sayılmamaktadır. Ancak Hans aradığı özgürlüğü dışarıda değil, içeride bulduğunu fark eder.
Nedenini bilmediğiniz bir şeyle nasıl ve ne kadar mücadele edebilirsiniz? Nereden geldiğini fark etmediğimiz bir şeyden nasıl uzaklaşırsınız? Bir yerimiz yaralandığında, o yaranın nasıl olduğunu bilirsek, neden olduğunun farkındaysak; o yaranın nasıl iyileşeceğini de daha kolay bulabiliriz. Eğer sebebini bilmediğimiz bir suçluluğun içerisindeysek, suç ile yüzleşmek de cezasını çekerek rahatlamak ne kadar mümkün olur? Sonsuza kadar sürecek bir suçluluk duygusuyla yaşamanın ne kadar zor olduğunu Suç ve Ceza’daki Raskolnikov’da görebiliriz. Suçun cezaya dönüşmesi özgürleştirir.
Freud bazı hastalarındaki suçluluk hissi ve suç işlemeleri üzerine “suçluluk hissi yüzünden suçlular” tespitini yapıştır. İlk nesne ilişkilerinde oluşmaya başlayan suçluluk hissinin birçok nedeni olabilmektedir. Kuramsal olarak bakıldığında, ödipal dönemde çiğnenmiş yasalar sebebiyle oluşan suçluluk, ya da geriye dönük fark edilen suçluluk o dönemde çözümlenebilir, aşılabilir, sönümlendirilebilir boyutun çok üzerinde olduğundan dolayı bastırılarak rahatlamaya çalışılır. Bastırma birçok durumu silikleştirse de suçluluk duygusu sebepsiz olarak varlığını devam ettirmektedir.
Suçluluk, bastırma ile yeterince sönümlendirilemez. Bastırmanın işlevi ancak suçluluğun asıl sebebini görünmez kılar, ancak hissini ortadan kaldırmaya yetmez. Suçluluk, artık sebepsiz olarak varlığına devam etmektedir. Suçluluk kendisine yeni sebepler arar. Bu sebepler ilki kadar büyük ve kabul edilmesi zor olmamalıdır. Yinelenen suçların psikanalitik açıdan bakıldığında, ruhsal olan suçluluğu somutlaştırarak anlık rahatlamalar olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda filme yeniden baktığımızda, Hans’ın izlerken görmediğimiz suçluluğunu yeniden yeniden ceza alarak filmin adına konu olan “Büyük Özgürlük” alanını bir sürede olsa tahsis edebildiğini görüyoruz.
Comments